Mecburiyet - Stefan Zweig Kitap Yorumu


1000kitap profilim : https://1000kitap.com/distopikokur

Artık okuduğum kitapları yorumladığım bir Youtube kanalım var, videolardan haberdar olmak için kanalıma abone olmak isterseniz:
http://bit.ly/alintilarlayasiyorum 

https://www.youtube.com/channel/UCLDoHVW_FSN58EE52V193Ag

MECBURİYET KİTABI İNCELEMESİ
Mecburiyet : Zorunluluk, yükümlülük anlamlarına gelen bir kelime. Peki bu kelime bizi neden bu kadar etkisi altına almak zorunda? Bir şeylere gerçekten de mecbur muyuz? Kitabın kapağındaki adamın o kaçınılmaz görevini yapması gerçekten de onun için kaçınılmaz bir yükümlülük mü?

Kabul edelim veya etmeyelim, hayatlarımızın şu anki işleyişine karar veren bazı kurumlar, adamlar, eserler ve yasalar var. Evraksız adım bile atamadığımız şu dünyada hayatımıza karar veren çeşitli daktilolar, bilgisayarlar ve kanunlar sayesinde yaşayabiliyoruz. Çünkü bizi buna mecbur hale getirdiler. İşin ironik yönü ise, bu sistemi oluşturanın da sistemi isteyenin de yine ta kendimiz olması... Sistemin işlemesi için paralarımızı döken biziz, vergilerimizi hiç şikayet etmeden veren biziz, vatani görevlerimiz uğruna ezilen, hayatları biten, ardında onlarca insan bırakanlar tam olarak da biziz işte. Bunun için de o hayatlarımız için karar veren daktilolarda kafamıza kafamıza vurulmasını çok iyi hak ediyoruz! Bana şimdi Müzeyyen Senar'dan Kimseye Etmem Şikayet şarkısını paylaştırmayın.


 Neden savaşmayı bu kadar çekici buluyoruz? Etrafımızda, önümüzde, arkamızda, sağımızda ve solumuzda -yani kısacası her tarafımızda- sayısızca nimet ve sonsuzca güzellik, mutluluk, üzülmeye mecbur olmadığımız şu her şey var iken neden kan dökmeyi ve savaşmayı, para ve rütbe uğruna birbirimizi kırmayı yeğliyoruz? Milletlerin yıllardır cevap aradığı sevginin ve manevi dünyanın gücünün savaş ve diğer her türlü iğrenç şeye karşı savaşında sorduğu sorularda insanların bu güzelliklere karşı gerçekten de fazlasıyla kör olması yatıyor olabilir mi? İnsan yalnız yüreğiyle gerçekten görebiliyorsa neden gözlerimizi zevklendirmek uğruna savaş ve bunun türevleri olan şiddet unsurlarını arzuluyoruz biz insanoğlu?



Kocaman bir arenaya dönmüş şu evrende dünyamızla neden bu arenanın içerisinde çeşitli "dış mihraklar ve üst akıllar" tarafından bir top gibi oynanıyor? Hadi tamam, sevgiye, mutluluğa, çocukların oynayışına karşı yüzümüzü çeviriyoruz ama bu dünyadaki kötülüğün esas sahiplerinin halimize güldüğünü görecek kadar da kör müyüz be?

Yoksa bizim yerimize karar veren insanların kahkahalarını duymakta zorlanıyor muyuz bu arenada hayat mücadelemizi vermek uğruna kovalayanların sonucunda gözeneklerimizi ve hayat gayelerimizi tıkayan terler yüzünden?


Neden kurşunlar ve sevgi arasında kararsız kalmış ve bunun sonucunda ikiye ayrılmak zorunda kalmış hayatlar yaşıyoruz ki? Buna mecbur değiliz. Mesela Stefan Zweig Mecburiyet kitabını yazmış, onu okusanıza. Bakalım kurşunlar mı kazanıyor, yoksa sevgi mi!


Maalesef gerçek hayatta gerçekleşemeyecek kadar ütopik bir sona sahip. Sanki kısa film gibi bir kitap okudum. Mecbur değildim bu kararı ve kitabı alırken, "Sen özgürsün! Sen özgürsün! Sen özgürsün!" diye bağıran asker kaçağının eşi gibi de hissettim okurken.

Eğer buraya kadar okuduysan bil ki özgürsün, keyifli okumalar dilerim.

#kitapyorumu #kitapincelemesi

5 yorum

Author
avatar

Öncelikle merhaba. Favori kitaplarımdan birini burada görmek beni çok mutlu etti. Gerçekten harika bir iş çıkartıyorsunuz. Ayrıca bundan 3 gün önce Stefan Zweig'ın ölüm yıldönümüydü. Onu da anmadan geçmeyeyim. Yeni yazılarınızda görüşmek dileğiyle. Hoşça kalın.

Reply
Author
avatar

Merhaba, beğendiğine çok sevindim Harun kardeşim. Umarım askerlikten sonra da kendimi bu konuda devam edecek olarak bulabilirim kendimi. Görüşmek üzere. :)

Reply
Author
avatar

'Buradan savaşa baktığında anlamsızlığı görmüyor musun?'

Umarım bir gün savaşı değil, yaşamı savunan insanlara sahip olacağız ve o mektup bizi zerre korkutamayacak. Her hikayenin sonunda bizler de evimizde sevdiklerimize sarılarak özgürlüğün, barışın ve sevginin tadına varacağız.

Reply
Author
avatar

Yani söylediklerinizin karşısında ne diyeceğimi şaşırdım açıkçası,size nasıl ulaşabilirim acaba? Sosyal medya ve ya da yok tube
Kitap hakkında konuşmak isterim:)
Çok güzel yorumlamışsınız elinize, yüreğinize bin sağlık:)

Reply
Author
avatar

Dedikleriniz için çok teşekkürler. Twitter adresim @oguzakturk, instagram'da da @alintilarlayasiyorum

Reply