Artık okuduğum kitapları yorumladığım bir Youtube kanalım var, videolardan haberdar olmak için kanalıma abone olmak isterseniz:
http://bit.ly/alintilarlayasiyorum
https://www.youtube.com/channel/UCLDoHVW_FSN58EE52V193Ag
BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK KİTABI İNCELEMESİ
YouTube kitap kanalımda Bülbülü Öldürmek kitabını çizimlerimle yorumladım: https://youtu.be/q93UBZZMgYM
Bülbül yumurtalarının nasıl romandaki gibi katı ve keskin sınırlarla çevrelendiğini aşağıdaki çizimdeki yuvanın çizgilerinin keskinliği ve karamsarlığı gibi görmenizi istedim aslında. Daha doğmadan bile keskin sınırlarla doğuyoruz. Daha doğmadan bile seçemeyeceğimiz bir şehirde, seçemeyeceğimiz bir tür ve ırk olarak doğuyoruz. Bu da bize doğal olarak bir "suçlanamama" yeteneği vermesi gerekirken, tam tersine her türlü suçlamanın altında kalabiliyoruz.
Aslında bunu şöyle düşünebiliriz; siyah olmadan beyazın anlamı yoktur, Kuzey olmadan da Güney'in anlamı yoktur... Eşitiz işte. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. Karşıt kavramları değerli hale getiren belki de o karşıt kavramın ta kendisidir, olamaz mı?
İşte tam da bu sebeple bu romanın örneklerini bizim ülkemizde de görmek mümkün. Birbirimizi ötekileştiriyoruz. Bir Türk olarak zenci de doğabilirdik fakat Allah bize böyle olmayı uygun gördü. Fakat şimdi de ülkemizde laik-muhafazakar, Atatürkçü-sağcı, ateist-teist-deist, iktidar-muhalefet gibi çok sayıda ötekileştirmeler görüyoruz. Onun için bu kitabı aslında ülkemizle de çok bağdaştırdım. Bu bakımdan Scout kızımızın da romanda dediği gibi bizim ülke için demiş olduğu bir şey var aslında : "Bak ama, Jem, bana kalırsa tek bir tür insan var, insanların hepsi insan."
Bu romanda hayata Tom Robinson olarak gelmiş olmayı düşünmelisiniz. Öyle bir ailede, öyle bir baskıda, hiçbir zaman sizin haklı olmayacağınız gibi görüşler içinde büyüdüğünüzü düşünmelisiniz. Bunun örneklerini şu anki zamanımızda Amerika'da görüyoruz. Artık polisler siyahilerin yollarda bir şey yapmadıklarını görseler bile çekip vuruyorlar adamı. İstedikleri kadar siyahiler buna tepki koysun, beyaz kızarsa zenci ölüyor romanın da dediği gibi.
Ayrıca kitabın 309. sayfasında Bayan Gates'in rol aldığı bir paragraf var : "Burada biz insanlara zulmetmeyiz. Zulüm önyargılı insanlardan kaynaklanır. Ön-yar-gı." Kitabın sadece bu cümleleri bile o kadar mükemmel ve yerinde bir Amerikan kültürü eleştirisidir ki Harper Lee ironik bir dille o mahallede yaşayan insanların önyargısını kendi dedikleriyle çeliştirmeyi başarmış resmen.
Hiç kimsenin dil, din, ırk, renk, milliyet gibi konularda ayrılmaması gerektiğini bir çocuğun gözünden harika bir şekilde anlatmayı başarmış kitaptır.
10 üzerinden 8 verip kırdığım 2 puan kitabın başlarında olan sıkıcılıktan dolayı ve Radleyler'in esas mesajla pek bağlantısının bulunmamasından dolayıdır.
Kitaptan beğendiğim alıntılar:
İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.
"Tutuklanmaktan mı korktun, yaptığın şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan mı?"
"Hayır efem, yapmadığım şeyi kabullenmek zorunda kalmaktan."
"Biliyor musun, Scout? Ben her şeyi çözdüm. Dünyada dört grup insan var. Bizim gibi, komşularımız gibi sıradan insanlar, ormanda yaşayan Cunninghamlar gibi insanlar, bataklıkta yaşayan Ewelllar gibi insanlar, bir de zenciler"...
..."Bak ama, Jem, bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan."
Eğer buraya kadar okuduysan bil ki seviliyorsun, keyifli okumalar dilerim.
#kitapyorumu #kitapincelemesi
10 yorum
Eline, diline, yüreğine sağlık. Blog hayırlı olsun:)
Blogunuz bu görsel yapısıyla çok hoş olmuş. Daha önce bu şekilde temalaştıran bir tasarım hiç görmedim. Tebrikler gerçekten. Kitaplarınız ve Hayal Dünyanızın birleşimlerinden umarım daha çok görebiliriz. Başarılar çok !
Karakter analizide yapsaydiniz
Bu ne kadar güzel bir blog. Sizin gibi değerli insanlara sevgilerimi yolluyorum
Bu çalışmaların daim olmasını diliyorum, çok hoş...
Kalemine sağlık kardeşim👌